Kıdem tazminatına hak kazanma bakımından işçinin iş sözleşmesini muvazzaf askerlik hizmeti nedeniyle feshetmesi yeterli olup, askerliğin kısa süreli ya da bedelli olması önem taşımaz.
    01 Ekim 2021
    Kıdem tazminatına hak kazanma bakımından işçinin iş sözleşmesini muvazzaf askerlik hizmeti nedeniyle feshetmesi yeterli olup, askerliğin kısa süreli ya da bedelli olması önem taşımaz.

    Kıdem tazminatına hak kazanma bakımından işçinin iş sözleşmesini muvazzaf askerlik hizmeti nedeniyle feshetmesi yeterli olup, askerliğin kısa süreli ya da bedelli olması önem taşımaz.

    TÜRK MİLLETİ ADINA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

    T.C. KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ

    ESAS NO : 2021/1837 KARAR NO : 2021/1491

    İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KAYSERİ 4. İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 01/10/2020 NUMARASI : 2019/536 Esas - 2020/513 Karar

     

    DAVANIN KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) Yukarıda bilgileri yazılı bulunan kararın istinaf yolu ile incelenmesini davalı vekilinin yasal süre içerisinde istemesi üzerine, Hakim tarafından düzenlenen rapor ile dosyadaki tutanaklar ve belgeler okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 25/10/2016 ile 26/09/2018 tarihleri arasında satış danışmanı olarak çalıştığını, 27/09/2018 tarihinde askerlik görevini yerine getireceğini belirterek istifa ettiğini, davacı ile şirket arasında arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, 2018 yılına ait maaşının 3.941,80 TL olarak tespit edildiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00TL kıdem tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafından keşide edilen ihtarname ekinde sevk belgesi de yer aldığını, sevk belgesinde askerlik hizmetinin bedelli/dövizle sevk şeklinde belirlendiğini, bu nedenle resmi gazetede yayımlanan 7146 sayılı kanunun 2. Maddesi ile 1111 sayılı askerlik kanuna eklenen geçici 55. Maddenin 4.

    Fıkrasına göre aylıksız veya ücretsiz izinli sayıldıklarını beyan ederek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme," davacının iş akdinin asgari nedenle sonlandırıldığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır her ne kadar davalı tarafça ücretsiz izin alınarak işlem tesis edilebilmesi için

    7179 kanunda düzeltilme olduğu belirtilmiş ise de bu kanundaki düzenlemenin taraflar arasında iş sözleşmesinin devamı veya sonlandırılması hususunda seçili hak tesis ettiği, iş sözleşmesinin taraflarını bu çerçevede bu seçili hakkı kullanarak ücretsiz izinli sayılma hususunun değerlendirilebileceğinin ya da 475 sayılı İş Kanunu 14/3 md . Gereğince iş akdinin kıdem tazminatını hak edecek şekilde sonlandırılabileceği bu çerçevede davacının askerlik nedeniyle istifa etmek suretiyle iş akdinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sonlandırma seçili hakkını kullandığı, bu hakkı kullanması sonucunda kıdem tazminatına hak kazandığı denetime elverişli teknik bilirkişi raporunda tespit edilen tutarlar nispetinde bu alacağa hükmetmek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." Gerekçesiyle, "Davanın kabulü ile, Hesaplanan brüt 6.149,97 TL kıdem tazminatının akdin fesih tarihi olan 26/09/2018 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," karar vermiştir.  Davalı vekili, davacı işçinin bedelli askerlik nedeniyle işten ayrıldığını,

    7146 sayılı kanun kapsamında ücretsiz izin hakkı bulunmakla birlikte kıdem tazminatı hakkı bulunmadığının bu nedenle davanın reddi gerektiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür. İstinaf başvuru sebep ve gerekçeleri ile kamu düzeni kapsamında Daire önüne gelen uyuşmazlık; davacının kıdem tazminatı hakkının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Kıdem tazminatı, kanunda düzenlenen asgari bir yıllık çalışma süresini dolduran işçinin iş sözleşmesinin kanunda belirtilen sebeplerden biriyle işçi ya da işveren tarafından sona erdirilmesi halinde işçiye veya kanuni mirasçılarına kıdemi ve ücreti dikkate alınarak işverence ödenen bir tazminattır.

    1475 sayılı İş Kanunu'nun halen yürürlükte bulunan 14. maddesinde "Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin...muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla feshedilmesi hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır." hükmü bulunmaktadır. 7146 sayılı Askerlik Kanunu İle Diğer Bazı Kanunlarda Ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un (Kabul Tarihi: 26/7/2018) 2. maddesinde ise "Bu madde hükümlerinden yararlananlar temel askerlik eğitimi süresince çalıştıkları iş yeri, kurum ve kuruluşlar tarafından aylıksız veya ücretsiz izinli sayılırlar." hükmü yer almaktadır. 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının üçüncü bendi gereği kıdem tazminatına hak kazandıran hallerden biri de muvazzaf askerliktir. Muvazzaf askerlik nedeniyle, iş sözleşmesini 17. maddeye göre fesheden işçiye, işveren kıdem tazminatı ödemek zorundadır.

    Muvazzaf askerlik kanunda tanımlanmamıştır. 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri personel yasasına ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununa ve 1111 sayılı Askerlik Kanununa göre muvazzaf askerlik deyiminden sürekli, diğer bir ifade ile daimi askerlik anlaşılmaktadır. Ancak İş K.m.14/3 çerçevesinde muvazzaf askerlik geçici, yedek, kısa dönem askerlik hizmeti anlamında kullanılmıştır. Bu bağlamda muvazzaf askerlik hizmeti, Askerlik Kanunu’na göre her erkek Türk vatandaşının yapmakla yükümlü olduğu askerlik hizmetidir ve işçi tarafından sözleşmesinin bu sebeple feshi kıdem tazminatına hak kazandırır. İş sözleşmesinin muvazzaf askerlik hizmeti nedeniyle feshedilmiş sayılabilmesi için işçinin işten ayrılması ile askere gidiş tarihi arasında uzun bir süre geçmemiş olmalıdır. Bu bağlamda feshin nedeninin askere gitme olduğunu kabul etmeye imkan sağlayacak makul bir süre olmalıdır.

    Kıdem tazminatına hak kazanma bakımından işçinin iş sözleşmesini muvazzaf askerlik hizmeti nedeniyle feshetmesi yeterli olup, askerliğin kısa süreli ya da bedelli olması önem taşımaz. 1475 sayılı Kanunun 14. maddesi “Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla” işten ayrılanların kıdem tazminatına hak kazanacağını düzenlemekle yetinmiş, muvazzaf askerlik hizmetinin ne şekilde yapılacağı, diğer bir ifade ile fiilen mi yoksa bedel ödemek suretiyle mi yapılacağı konusunda bir ayrım yapmamıştır. Bu bağlamda bedelli askerlik suretiyle muvazzaf askerlik hizmetini yapmış sayılmak için işyerinden ayrılan işçinin de kıdem tazminatına hak kazanması gerekir. Bu durumda 2018 yılı bedelli askerlik uygulamasında, temel askerlik eğitimini tamamlayarak bedelli askerlik yapan işçiye kıdem tazminatının ödenmesi gerekir. İşçinin bir yandan 7146 sayılı Kanunda getirilen ücretsiz izin hakkı, bir yandan da 1475 sayılı Kanunda öngörülen kıdem tazminatını talep etme hakkı vardır. İşçinin bu bağlamda seçim hakkı vardır. Somut uyuşmazlıkta; davacı işçi Kayseri 8. Noterliği'nin 27/09/2018 tarihli fesih ihtarı ile iş akdini yasadan kaynaklanan hakkını kullanarak muvazzaf askerlik sebebiyle feshetmiş ve 06/10/2018 tarihinde de bedelli asker olarak askere sevk edilmiştir. O halde kıdem tazminatı alacağı koşulunun oluştuğu açık olup davalının istinaf sebebi yerinde değildir. Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353. maddesinde, “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; ... b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine, ... duruşma  yapılmadan karar verilir.” düzenlemelerini içermektedir. Bu halde incelenen kararın usûl ve esas yönlerden hukuka uygun olduğu anlaşılmış ve HMK'nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. Ayrıca belirtilmedir ki, miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar HMK’nin 362/1-a-2. maddeleri uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgili olup; 6763 sayılı Kanun ile ek HMK’nin Ek 1. maddesine göre; 362. maddedeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. 362. maddedeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır. 28 Kasım 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No:521) ile 2020 yılı için yeniden değerleme oranı %9,11 olarak tespit ve ilan edilmiştir. Buna göre bölge adliye mahkemelerince 01.01.2021 tarihinden itibaren verilen kararların kesinlik sınırı 78.630,00 TL’dir. Bu kapsamda Dairemiz kararının, miktar itibarı ile kesin olduğu belirlenmiştir.

    HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı; 1-) Davalı vekilinin Kayseri 4. İş Mahkemesinin 01/10/2020 tarih ve 2019/536 Esas - 2020/513 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,

    2-)Alınması gereken nispi 420,11 TL istinaf karar harcından peşin alınan 105,10 TL'sinin mahsubu ile bakiye 315,01 TL'nin davalıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA,

    3-)İstinaf giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına, artan gider avansının HMK'nin 333/1.maddesi uyarınca davalıya iadesine,

    4-)HMK'nın 359/3.maddesi gereğince kararın tebliği, 302/5.maddesi gereği ise harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nin 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere 09/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi. GKYT: 10/09/2021